Siyavuş Paşa
Siyavuş Paşa, IV. Mehmed saltanatında 21 Ağustos 1651 - 27 Eylül 1651 ve 5 Mart 1656 - 26 Nisan 1656 tarihleri arasında iki kez toplam iki ay yirmi dokuz gün sadrazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamıdır. 1641 - 1642 döneminde Kaptan-ı Derya'lık da yapmıştır. HayatıAbaza asıllıdır.[1] İstanbul'a getirilmiş ve Abaza Mehmed Paşa'nın kölesi olmuştur. Yetenekleri dolayısıyla bu paşanın hazinedarlığına yükselmiştir. IV. Murad döneminde Abaza Mehmed Paşa idam edildiği zaman, fevkalade güzelliği sebebiyle Sivayuş saraya alınıp seferli odasına kaydedilmiştir. Bir gün IV. Murat huzurunda cirit oynarken, Sultan'ın gözüne ilişmiş ve Enderun kanununa aykırı olarak birdenbire Hasoda'ya alınmıştır. Bağdat seferinden sonra IV. Murat'ın silahtarı Melek Ahmed Paşa Diyarbakır valiliğine tayin edilmesi üzerine Aralık 1683'te "Silahtar"lık görevi verilmiştir. IV. Murat hayatını kaybettikten sonra vezirlik görevi verilmiş ve kubbealtı veziri olmuştur.[1] Kaptan-ı derya Deli Hüseyin Paşa 1640'ta Silistre Beylerbeyliğine tayin edilince, onun yerine Siyavuş Paşa'ya Kaptan-ı derya görevi verilmiştir. Fakat bu görevde iken Kırım'da Kazaklar tarafından ele geçirilmiş olan Azak kalesine gönderilen Osmanlı donanması kuşatmada bu kaleyi geri almayı başaramadı. Donanma İstanbul'a döner dönmez bu başarısızlık nedeniyle 1642'de Sivayuş Paşa kaptan-ı deryalık görevinden azledilmiştir.[1] Bundan sonra 1643'te Erzurum Valisi, 1646'da Anadolu Valisi[2] ve 1647'de Diyarbakır, 1648'de Budin valiliğine atanmıştır. Oradan da Silistre'de bulunan Özi Valiliğine geçmiştir. Ayarı bozuk piyasada geçmez para çıkartılması yüzünden İstanbul'da bir esnaf ve asker isyanı çıkmasına neden olduğundan dolayı Sadrazam Melek Ahmet Paşa sedâretten azledildiği zaman 21 Ağustos 1651'de Sivayuş Paşa birinci kez sadrazamlığa getirildi. Bu görevde yaptığı ilk iş isyana destek veren ocak ağalarını disiplin altına almak ve böylece onların siyasi güçlerini kırmak oldu. Fakat bu güç merkezinin elimine edilmesi diğer bir güç merkezi olan saraylıların, özellikle hadım Darüssade Ağası'nın, siyasi gücünü daha da kuvvetlendirdi. Sivayuş Paşa sadarette bir aydan biraz daha fazla kalmış iken Darüssaade Ağası ve kızlar ağası Büyük Valide Sultan Kösem Sultan ve Valide Sultan Turhan Hatice Sultan'a ve onlar vasıtasıyla da padişaha tesir etmişler ve onun yerine Gürcü Mehmet Paşa'yı sadrazam yapma izni almışlardır. Naima tarihinin anlattığına göre,[3] Sivayuş Paşa saraya çağrılmıştır. Saraya varınca vezirlere yapılan karşılama yapılmamış; saray kapısında Darüssaade Ağası onu karşılayarak mühr-ü hümâyunu vermesini istemiştir. Sivayuş Paşa nedenini sorup pâdişah huzuruna çıkmayı talep edince Darüssaade Ağası hiddetle yumruğunu kaldırıp onu tehdit ederek mühr-ü hümâyunu istemiştir. Sivayuş Paşa, ağanın bu çok cüretli tutumundan, azledildiğini anlayıp mühr-ü hümâyunu ona teslim etmiştir. Bundan sonra Darüssaade Ağası bostancıları çağırarak onu bostancı hapsine göndertmiştir.[1] Bunun anlamının idam edilmek olduğu bilinmekte idi. İdama götürülmeye hazırlanmakta iken, Büyük Valide Kösem Sultan, Sivayuş Paşa'nın devlete iyi hizmeti dolayısıyla, onun idamına rıza göstermemiştir. Fakat Siyavuş Paşa'nın bütün mal ve mülkü devletçe müsâdere edilmiş ve kendi de Malkara'ya sürgün edilmiştir. Bu müsadere ile devlet hazinesine milyonlarca kese altın girmiş ve serveti devletin bekâsına katkıda bulunmuştur. Ekim 1651'de affedilmiş ve Fazlı Paşa yerine Bosna Beylerbeyliği görevi verilmiştir.[1] Sipâhiler tarafından istenmediği için sedârete getirildikten dört saat sonra azledilen Zurnazen Mustafa Paşa yerine 5 Mart 1656'da ikinci defa sadrazam olmuştur. Fakat hasta olduğu için hiçbir iş görememiş ve 50 gün süren bu sadrazamlık sonunda hummadan ölmüştür. Öldüğünde 45 yaşlarında olduğu bildirilmektedir.[1] Mezarı İstanbul Divanyolu Atik Ali Paşa Camii mezarlığındadır. İstanbul Bahçelievler'de ismi bir mahalleye verilmiştir. Bahçelievler'in içinde konser alanı da bulunan Milli Egemenlik Park'ı da Siyavuşpaşa mahallesinde yer almaktadır. DeğerlendirmeSilahdar tarihi Sivayuş Paşa'yı[4] halim, selim, akîl, çelebi-meşrep, melek tabiatlı, muamelesi güzel, cömert olarak övmektedir. Diğer taraftan Naima tarihi ise onu câhil, cesur, garazkâr, mütaazzim olarak niteler.[5] Sicill-i Osmani'de ise şoyle değerlendirilir:[6] Hareketli, cesur, sert, gayretli, heybetliydi. Uzunçarşılı ise Valide Sultan'ın Sivayuş Paşa'nın kibir ve azâmetinin, oğlu olan pâdişahın azâmetinden daha fazla olduğunu söylediğini belirtmektedir.[1] Kaynakça
Dış kaynaklar
Dış bağlantılar
|