Radikal demokrasi
Radikal demokrasi Ernesto Laclau ve Chantal Mouffe tarafından 1985'te yazılmış kitapları Hegemonya ve Sosyalist Strateji: Radikal Demokratik Politikalara Doğru'da ortaya atılmıştır. İddiaları, toplumsal ve siyasi değişim amaçlayan toplumsal hareketlerin neoliberal ve neomuhafazakar demokrasi mefkureleriyle mücadele edecek bir stratejiye ihtiyaç duyduklarıdır.[1] Bu strateji eşitlik ve özgürlük temelinde farklılığı içerecek şekilde demokrasinin liberal tanımını genişletmektir.[1] "Radikal demokrasi" "demokrasinin kökü" demektir. Laclau ve Mouffe, liberal demokrasi ve müzakereci demokrasinin, oydaşım (konsensüs) yaratma çabalarında farklı düşünceleri, ırkları, sınıfları, cinsiyetleri ve dünya görüşlerini bastırdıklarını savunur.[1] Dünyada, ülkelerde ve toplumsal bir harekette oydaşıma direnen pek çok (çoğul) düşünce vardır. Radikal demokrasi yalnızca farkların, muhalefetin ve karşıtlığın kabulünü değil ona dayanmayı esas alır.[1] Laclau ve Mouffe toplumda baskıcı güç ilişkileri olduğu varsayımına dayanarak bu iddiada bulunur ve onlar için bu baskıcı ilişkiler görünür hale getirilmeli, tekrar müzakere edilmeli ve değiştirilmelidir.[1] Demokrasiyi farklılık ve muhalefet etrafında inşa ederek toplumlarda var olan baskıcı güç ilişkileri ön plana çıkarılabilir ve böylece onlara meydan okunabilir.[2] Farklı durumlarda, radikal demokrasi İtalyan radikalizminin post-Marksist bakış açılarını - özellikle Paolo Virno - tanımlamak için de kullanılır. Yeniden yorumlamalarıLaclau ve Mouffe radikal demokrasiyi savundukları için pek çok diğer kuramcı ve pratikçi terimi uyarladı ve değiştirdi. Örneğin, Bell hooks ve Henry Giroux radikal demokrat bir eğitim için kitaplar yazdı. Paulo Freire'nin çalışması Laclau ve Mouffe'tan yıllar önce ortaya çıkmış olsa da aynı çerçeveden okunabilir.[3][4][5] Paul Chatterton ve Richard JF Day gibi kuramcılar Latin Amerika'daki bazı özerk hareketlerdeki radikal demokrasinin önemine dair yazılar kaleme almıştır (öne çıkanlar Meksika'da EZLN - Zapatista Ulusal Kurtuluş Ordusu, Brezilya'da MST - Topraksız İşçiler Hareketi ve Arjantin'de Piquetero - İşsiz Çalışanlar Hareketi).[6][7] İtirazlarRadikal demokrasinin farklılığa odaklanması ve baskıcı güç ilişkilerine meydan okuması nedeniyle post-kolonyal kuram ve dekolonizasyona destekçi bir görüş olarak görülmüştür. Ancak radikal demokrasi kavramı bazı çevrelerce Batılı demokrasi kavramına dayanması nedeniyle özünde kolonyal olarak düşünülür.[8] Ayrıca radikal demokrasi çoğu yerli iktidar uygulamasının temelini oluşturan oydaşmaya sürecine karşı çıkar.[8] Radikal demokrasiyle ilişkili çağdaş kitle hareketleri
Kuramcılar
Kaynakça
|