Çerkes bayrağı (Adigece: Адыгэ быракъ; Kabardeyce: Адыгэ нып), tarihî Çerkesya'nın ve modern Adigey Cumhuriyeti'nin resmî, dünya çapındaki Çerkeslerin ise millî bayrağıdır.[1][2][3] Yeşil zemin üzerinde dokuzu yay, üçü yatay şekilde on iki altunî yıldız ve üç çapraz oktan oluşur.[4]Seferbiy Zaneqo ve David Urquhart bayrağın tasarımcısı olarak kabul edilir.[2][3] Her yıl 25 Nisan günü Çerkesler tarafından Çerkes bayrak günü olarak kutlanır.[5][6][7] Çerkes bayrak günü aynı zamanda Abhazya'da kutlanmaktadır.[8]
Bayraktaki yeşil renk doğayı ve İslam dinini temsil eder.[3] Altın renk parlak bir geleceği ve bereketli tarımı temsil eder. Çerkesya'nın 12 bölgesi bayraktaki 12 yıldız ile temsil edilmiştir.[4] Çapraz üç ok ise Çerkes töresi Adige Habze'ye bir göndermedir.[3][9]
Tarihi
Tasarım süreci
1763'te Rusya Çerkesya'yı işgal etmeye başladı ve Rus-Çerkes Savaşı patlak verdi,[10][11] o zamandan beri Çerkesler Rusya'ya karşı bir savunma savaşı yürütüyordu.[12][13] Çerkesler arasında gevşek bir konfederasyon olsa da, tek bir bayrak tasarımı henüz yoktu. 1807 yılında Qalebatıqo Şupago kendisini tüm Çerkeslerin lideri ilan etti ve modern Çerkes bayrağının ilk prototipini Doğu Çerkesleri tarafından Kabarda'da kullanılan bayraktan esinlenerek ortaya attı.[14]
14 Eylül 1829’da Edirne Antlaşması imzalandı.[15] Bu antlaşmaya göre, Osmanlı İmparatorluğu Çerkesya dahil olmak üzere Kafkasya'yı Rus toprağı olarak tanıyordu.[16] Çerkesler bu antlaşmanın Ruslar tarafından Osmanlı'yı kötülemek için uydurulduğunu düşünüyorlardı ve gerçekliğine inanmadılar. Osmanlı İmparatorluğunun Çerkesleri Rusya'ya terk edeceklerini düşünmüyorlardı. Bizzat padişah ile durumu görüşmek için 200 kişilik bir delegasyon oluşturuldu.[17] Bayrağın tasarımcısı olan Seferbiy Zaneqo bu delegasyonun başıydı.[18]
Delegasyonun görevi, halife ile durumu görüşmek ve desteğini almaktı. Fakat delegeler İstanbul'a vardıklarında Rus sefiri Butenev tutuklanmalarını talep etti ve delegeler Çerkesya'ya dönmek zorunda kaldı, sadece Seferbiy Zaneqo kalabildi, çünkü onun Osmanlı vatandaşlığı vardı.[19] Rus sefiri, Kafkas Kolordusu komutanı Baron Rosen'e yazdığı bir mektupta Zaneqo'nun 200 Çerkes soylusu tarafından imzalanmış yazılı yetkileri olduğunu belirtti.[1][2] James Bell de Zaneqo'nun İstanbul'da "12 Çerkes bölgesinin temsilcisi" olarak bulunduğunu yazar.[20]
Zaneqo'nun babasının kuzeni Kabardey başprensi Atajuq Hamurzin idi. Bu sebeple Zaneqo'nun Kabardey arması konusunda bilgisi vardı.[1][2] Zaneqo'nun bayrağı tasarım süreci ile ilgili detaylar yazılı kaynaklarda geçmiyor. Ancak Çerkes halk hikâyelerine göre, İstanbul'da kaldığı sürede Zaneqo hastalandı ve istirahat etmek zorunda kaldı. İstanbul'da yaşayan bir Çerkes olan Muhammed Selhur onu ziyarete geldiğinde Zaneqo ona kağıt üzerinde bir çizim göstererek bunun yeni Çerkes bayrağının bir prototipi olduğunu söyledi.[3] Kabardey armasından önceki ve bayraklardan ilham alan Zaneqo, yıldızların Çerkes vilayetlerini, okların ise Çerkeslerin savaş istemediğini ama kendini savunacağını temsil ettiğini açıkladı.[3] Bayrak Osmanlı sarayındaki bir Çerkes kadın tarafından dikilerek Çerkesya'ya gönderildi.[3][21]
Kabul edilişi
Bayrak Şırıhuqo Tığuj'un bir tanıdığı olan Hatajuq isimli bir genç tarafından Çerkesya'ya getirildi ve ilk olarak Natuhay bölgesinin baş kadısı Mehmet Efendi'nin köyünde saklandı.[1] Ardından Nur Muhammed Hağur tarafından teslim alınarak günümüzde Soçi'de bulunan Geş vadisine getirildi. Burada tüm Çerkes vilayetlerinin reisleri toplanarak bayrağı kabul ettiler ve komutan Ale Hırtsıjıqo bayrağı ilk defa Çerkes toprağına dikti.[21] Bayrağa "Sanjak-Şeriff" (Sancak-ı Şerif, Kutsal Bayrak) lakabı verildi.[1][22]
Şahit olan İngiliz seyyah ve Çerkes hayranı Edmund Spencer olayı şöyle tarif eder:[23][24]
Ateşli silahlarımızı boşaltırken (gelişi prense önceden duyurulmuştu), çok sayıda cesur savaşçı çadırlardan ve çalılıklardan fırladı ve birkaç saniye içinde yüz seçkin Çerkesya yurtseveri tarafından kuşatıldık. Bazıları ülkelerinin basit kostümlerini giymiş, bazıları ise parlak dövme demir zırhlar giymişti.
İşte o zaman cesur lider Hirsis Sultan Oglou, İstanbul'dan yeni aldığı, Türk İmparatorluğu'nda yüksek statüye sahip bir Çerkes prensesinin güzel elleriyle süslenmiş güzel ulusal bayrağı açtı.
Uzun zamandır beklenen ulusal bayrağın görülmesi üzerine binlerce kılıç havaya uçtu ve kalabalıktan uzun süreli bir sevinç çığlığı yükseldi. Ortak tehdit, başarıya ulaşmanın ilk ve en gerekli unsuru olarak birlik duygusu uyandırdığı için, ülke genelinde herkes Ruslara asla boyun eğmeyeceğine, onlarla ticari ilişkilere girmeyeceğine, herhangi bir anlaşmayı sürdürmeyeceğine yemin etti.
Prensler ve boylar arasında o güne kadar süregelen rekabet sona erdi; şimdiye kadar birbirlerinin topraklarına saldıran Çerkesler artık el ele, en yakın kardeşlik bağlarıyla birleşmiş olarak görülebiliyordu.
Spencer, daha sonra gerçekleşen toplantıyı da anlatıyor:[23][24]
Konuşmacı meclise hitap etmek için koltuğundan kalkar kalkmaz, derin ve saygılı bir sessizlik gözlemlendi, ta ki söylediği bir şey genel bir coşku çığlığına yol açana kadar, kılıçların yüksek sesli çarpışması buna ek bir etki verdi; Bu sırada yaşlılardan birinin kalabalığı susturmak için elini sallaması gerekti. Bu vatansever halkın heyecanlı coşkusunu resmetmeye kalkışmak benim için imkânsız olurdu...
..."Nerede!" diye haykırdı yaşlı savaşçı, "Vatanım nerede? Halkımın başlarını örten yüzlerce çadır nerede; sürüleri nerede; halkımın kadınları ve çocukları nerede? Ah, Moskova! Nefret dolu Moskova! Nefret dolu Ruslar, tozlarını göklerin dört rüzgârına saçtı; ve eğer işgalciye karşı kılıçlarınızı bırakırsanız sonunuz böyle olacak, ey Adigey'in evlatları!
Bir zamanlar cesur ve güçlü olan, yabancı boyunduruğun en ufak belirtisinde kılıçları kınlarından fırlayan İnguş dostlarımıza, Osetyalılara, Gaudomakarii'ye, Avarlara ve Çeçenlere bakın, şimdi neredeler? Köleler! Ey Adige! Nefret edilen Moskova'nın kendi bölgenize girmesine izin verirseniz olacağı budur. Önce silahlı adamları için taştan evler inşa ettiler, sonra kandırılan yerlilerin topraklarını çaldılar, onları silahsızlandırdılar ve daha sonra onları zalimlerin ordularını takviye etmeye görevlendirdiler.
Moskova'da korku uyandıran tüm denizlerin ve Hint Adaları'nın büyük hükümdarının (İngiltere Hükümdarı) bize bir müttefik elini teklif ettiğini duydum. Böylesine güçlü bir hükümdar, dağların kahraman evlatlarıyla ittifak kurmaya gerçekten layıktır; ama bağımsızlığınızı hatırlayın ve bir yabancının boynunuza boyunduruk atmasına asla izin vermeyin."
...Bunları söyledikten sonra duygudan bitkin bir halde kanepesine çöktü ve derin bir sessizlik içinde korudan dışarı çıkarıldı. Pek çok cesur ve tecrübeli savaşçı yanaklarından süzülen gözyaşlarını tutmaya çalıştı...
İskoç diplomat, Batı'da Türk kültürünün savunucusu[25] ve Çerkes hayranı David Urquhart (Davut Bey) bu toplantıya Zaneqo'dan aldığı referans mektubu ile katılmıştı.[18][26] David Urquhart bayrağın tasarım sürecinde olduğunu anılarında yazar.[27] O dönemde Çerkesya'da bir milli bayrağın kabulüne yetki verebilecek tek kişi Zaneqo olduğundan,[1][2] Urquhart bu toplantıda bayrağı Seferbiy'in adına sunmuştur.[18] Urquhart'ın Çerkesya'daki tüm varlığı Zaneqo tarafından garantileniyordu ve Urquhart ancak Zaneqo'nun verdiği yetkiyle hareket ediyordu.[1][2] Osmanlı'daki Çerkesya temsilcisi Zaneqo'nun izni olmadan bir bayrak tasarlanması mümkün değildi.[1][2] Başka bir versiyona göre, David Urquhart ve Zaneqo bayrağı birlikte tasarlamıştır.[1][2] Böylece Seferbiy Zaneqo, David Urquhart aracılığı ile hem Çerkesya bağımsızlık bildirgesini yayınlatmayı hem de Çerkeslerin bayrağının belirlenmesini sağladı.[18]
Zaneqo bayrağın kopyalarını Çerkesya'daki arkadaşlarına ve tanıdıklarına gönderdi. Bu vakalardan biri sırasında, Ocak 1838'de, bayrağı taşıyan Çerkes gemisi Ruslar tarafından saldırıya uğradı, ancak Çerkesler yine de bayrağı Hawdıqo Mansur'un ikamet ettiği Ostığay köyüne teslim etmeyi başardılar.[1][2] Zaneqo bayrağın dikilişine şahit olamadı, çünkü Çerkesya'nın uluslararası temsilcisi görevi sebebiyle Çerkesya'ya dönmedi. Daha sonra Samsun'a yerleşerek burada Çerkesya davasının savunuculuğunu sürdürdü.[28] 1854 yılında Çerkesya'ya geri döndü.
Dirilişi
Bayrak Türkiye, Ürdün ve diğer ülkelerde yaşayan Çerkesler arasında kullanılmaya devam edilse de, Kafkasya'da Sovyetlerin millî sembolleri silikleştiren sistemiyle unutulmuştu. 1989'da İbrahim Nawurjan tarafından bir tarih kitabında keşfedilip canlandırıldı.[29] Bayrak ilk olarak Nalçik Çerkes derneği tarafından kabul edildi, ardından Çerkes futbol takımı PFK Spartak Nalçik taraftarları tarafından popülerleştirildi.[29] Bayrağı dirilten İbrahim Nawurjan ise gönüllü olarak katıldığı Abhazya Savaşı sırasında 25 Ağustos'ta Mamdzışha tepesinde öldü.[29][30] Adigey Cumhuriyeti 24 Mart 1992'de Nawurjan'ın versiyonunu millî bayrak olarak kabul etti. 7 Haziran 2007'de bayrağın ölçüleri tarihî orijinal versiyonu ve Türkiye'deki versiyonuyla uyuşacak şekilde düzenlendi.
Kabarda tarafından kullanılan arma. Beyaz hilal İslam'ı temsil eder. Üç yıldız sonsuzluğu, hanedanlığı ve geleceği temsil eder. Oklar, savaş gücünü temsil eder.
Tamamen birleşik bir Çerkesya önerisinin bilinen ilk bayrağı. Konfederasyona katılan 8 Çerkes vilayetini 8 yıldız ile temsil edilmiş. Altın rengi "düşmana ölüm" anlamına gelen siyah ile değiştirilmiş.
Seferbiy Zaneqo tarafından tasarlanan bu bayrak, 1830'lardan beri Çerkesya'nın bayrağı olarak kullanılıyordu. Bayraktaki yeşil renk doğayı ve İslam dinini temsil eder. Altın renk parlak bir geleceği ve bereketli tarımı temsil eder. Çerkesya'nın 12 vilayeti bayraktaki 12 yıldız ile temsil edilmiştir. Çapraz üç ok ise Çerkes kültürü Adige Habze'ye bir göndermedir, dosta barış, düşmana ise ölümü temsil eder.
Çerkes bayrağının yaygınlaşması sırasında bayrak, eldeki malzemelere göre çizildiği için farklı renklerde görülebiliyordu. İngiliz seyyah Edmund Spencer tarafından çizildi.
Bu versiyon, 1860 yılında Çerkes Meclisi tarafından resmen kabul edildi. Oklar siyah, ancak yıldızlar altın. 1864'te Qbaada Savaşı'nın ardından Çerkesya'nın düşüşünden sonra kaldırıldı.
Adigey Cumhuriyeti'nin ilk bayrağı. Tasarım Çerkesya bayrağına dayanıyordu, ancak renkler ve ölçüler önemli ölçüde farklıydı. Siyah tamamen kaldırıldı ve altın rengiyle değiştirildi, yıldızlar ise daha yükseğe kaldırıldı.
Karl Marx'ın bir yayınında açıklanan "Çerkes İslam bayrağı". Bayrağın kendisi yeşildir ve üzerinde hilal ve yıldız bulunan beyaz bir kılıcı vardır. Muhammed Emin dönemindeki bayraklardan biri.
Natuhay bölgesinin bayrağı. Natuhay Çerkeslerinin Napolyon'u takdir etmesi sebebiyle Fransız bayrağına İslam peygamberi Muhammed'in ismi eklenerek oluşturulmuştur.
^Richmond, Walter (2013). "A Pawn in the Great Game". The Circassian Genocide. Genocide, Political Violence, Human Rights. New Brunswick, New Jersey: Rutgers University Press. s. 50. ISBN9780813560694. 23 Ocak 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Haziran 2019. [...] Urquhart claims to have met fifteen tribal leaders and nearly two hundred village chiefs, designed the Circassian flag, and helped them draft a petition to London for assistance.