EkokardiyografiEkokardiyografi veya Ekokardiyogram, ultrasonik ses dalgalarıyla, kalbin değişik yapılarını inceleme imkânı veren bir teşhis ve araştırma metodudur.[1] Ultrason, frekansı saniyede 20.000'in üzerinde olan seslerdir ve kulağın işitebileceği sınırın üstündedir.[2] Tıp dünyasında bugün için kullanılmakta olan ultrasonik ses titreşimleri, saniyede milyonlar civarında frekansı olan ses dalgalarıdır.[3] Ultrasonik ses dalgaları, vücut dokularında belirli istikametlerde ortalama olarak saniyede 5140 metre hızla ilerler. Bu ilerleme sırasında rastladıkları dokuların hususiyetlerine göre yansıma ve kırılmalara uğrarlar. Kalbin değişik yapılarında yansıyan bu ses dalgaları özel alıcılarla (piezoelektrik transducer) alınıp elektriksel işaretlere çevrilir. Bu işaretler resme dönüştürülerek, ekrana yansıtılarak veya kağıda kaydedilerek ultrasonik dalgaların yansımaya uğradığı, kalpteki çeşitli faaliyetlerin yeri, yapısı ve çalışma durumu hakkında bilgiler elde edilir. Eş zamanlı (real-time) ekokardiyograflar (ekokardiyografi aleti), kalbi hareket halinde, bir film gibi renkli olarak gösterebilir. M-mode tipi ise kalp atımlarını kaydeder. Kalbe takılan suni kapakçıkların yapı ve işlerlik durumları da ekokardiyografi ile incelenebilir. Ekokardiyografi ile ventrikül (kalp karıncığı) duvarının hareketleri ve boşluğu, kalp kası büyümeleri ve kalp kapakları incelenebilmektedir. Bu işlemin hastaya hiçbir zararı söz konusu değildir. Yapılması da oldukça basittir. Fakat değerlendirilmesini yapabilmek için tecrübe sahibi olmak gerekir. Ekokardiyografi Aletinin Çalışma PrensibiEkokardiyografi aleti elde edilen görüntülerin izlendiği bir ekrana sahip olan bir bölüme kablo ile bağlı adına "probe" denen bir uçtan ibarettir. Probe hastanın göğsünde, kalbe denk gelen bölgeye tutulur. Bu Probe'dan çıkan "ultrasound" dediğimiz kulağımızla duyamayacağımız kadar yüksek frekansta ses dalgaları hastanın göğüs duvarı, sonra da kalbin kas ve boşlukları boyunca ilerler. Her katmanda ses dalgalarının bir kısmı katmanı geçip ilerlerken, bir kısmı da geri yansır. Her katmanda yansıyan dalgalar tekrar probe tarafından toplanır. Probe'yi ana alete bağlayan kablodan ilerler ve ana alet bu dalgaları bir görüntü haline getirir. Bu görüntüde kalbin dört boşluğunu, kapakçıkların durumunu, aortun ve aort kapağının durumunu, kapakçıklar boyunca kanın hareketini ve kapakçıklardaki geri kaçmaları gözlemlemek mümkündür. Hatta tecrübeli hekimler ekokardiyografi ile koroner arterlerin durumunu bile görüntüleyebilir. Ekokardiyografi Yöntemleri4 çeşit eko kardiyografi yöntemi vardır. Bunlar;
Türkiye'de EkokardiyografiGünümüzde Türkiye'nin birçok yerinde ekokardiyografi çok sık olarak kullanılmaktadır. Türkiye'ye ilk ekokardiyografi cihazını getiren kişi Hacettepe Tıp Fakültesi'nden Prof. Dr. Sırrı Kes'dir. Bir dönem Kastamonu Tıp Fakültesi'nde dekanlık görevini de yapan Sırrı Kes, uzun uğraşları sonucu Avrupa'dan ekokardiyografi cihazını getirterek Türkiye'de ilk defa Hacettepe Tıp Fakültesi'nde kullanmıştır. Sağlık amaçlıSağlık toplumları, hastanın klinik durumunda bir değişiklik meydana geldiğinde ve ekokardiyogramdan yeni bir veri alındığında hekimin hastanın bakımını değiştirmesine yol açacağı zaman ilk tanı için ekokardiyografinin kullanılmasını önerir. [3] Sağlık toplumları, hastanın klinik durumunda bir değişiklik olmadığında veya bir doktorun, test sonuçlarına dayanarak hasta için bakımını değiştirmesi muhtemel olmadığı durumlarda rutin test yapılmasını önermez.[4] Üç boyutlu ekokardiyografiÜç boyutlu ekokardiyografi (resim hareket ederken dört boyutlu ekokardiyografi olarak da bilinir) artık bir matris dizisi ultrason probu ve uygun bir işleme sistemi kullanılarak mümkün. Bu, kalp patolojisinin, özellikle kapak defektlerinin,[5] ve kardiyomiyopatilerin ayrıntılı anatomik değerlendirmesini sağlar. Sanal kalbi sonsuz düzlemlerde anatomik olarak uygun bir şekilde dilimleme ve anatomik yapıların üç boyutlu görüntülerini yeniden oluşturma yeteneği, doğuştan biçimlendirilmiş kalbin anlaşılması için eşsiz kılar.[6] Gerçek zamanlı üç boyutlu ekokardiyografi, sağ ventrikül endomiyokardiyal biyopsileri, kateterle iletilen valvüler cihazların yerleştirilmesi ve diğer birçok intraoperatif değerlendirmelerde biyoptomların yerini yönlendirmek için kullanılabilir.[7] Kaynakça
|